30 Eylül 2015 Çarşamba


şu balkondan atlamak isterim,
ikinci kat ölüme ne kadar yakın?
bir kedi kadar sevilmeye muhtacım,
biranın babamın kokusunu hatırlattığı zamanlar..
ve sigara annemin beni öpmesinden kalan küçük bir hatıra.
karalamalarım küçük, içler acısı.
bir adamla konuşurum hayalimde her gün değişen.
onu ikna ederim gecenin üçünde,iyi bir insan olduğuma.
dostlarımı kaybedeceğimi bilmeme rağmen onlara yakışır davranırım, insan böyledir değil mi yanında birileri var olsun diye kendinden yoldan çıkar.
ve küllükte yanıp uzun bir yol yapar sigara.
bitmek bilmeyen yağmuru gibi şu melanet şehrin.
ve benim her sabah söylediğim küfürler gibi.
bir adamın sakalında gizlidir tüm ilmi,
ve sakalını keser adam.
adam ne acımasız ne bağnaz.
ne kadar  duygusuz ve kuralcı bir adam bu.
ben hala balkondan atlarsam ne olur diye düşünüyorum.
ve bu sigara sonları hep el yakıyor,
insanlar cana kıyıyor,
dünya saçma bir şekli benimsemiş orada dönüp duruyor.
sokak lambası gösteriyor güzelim yağmuru,
tenime işleyen soğuktan anlamayacak kadar öldürdüm hücrelerimi.
doğru olan şeylerden kaçmanın bedelini ödüyor yağmur.
gökyüzü yine turuncu, bana hep gerçeği hatırlatmaya yemin etmiş gökyüzü..
gerçek nedir diye soruyorum tanrıya, gece uçte uyumayan bir sen kaldın güzel kızım diyor.
ağla diyor, yağmurla birleş.
şu balkondan atlamana bakar her şey diyor.
dünyayı temizleyen yağmur,
iki parmağımın arasındaki sigarayı da söndürür diye fısıldıyor.

22 Eylül 2015 Salı


geçen gün öldüm şu merdivenlerde,
kimse duymadı.
görmedi.
ses çıkarmadan bekledim,
insanlar rakı bardaklarını tokuşturuyorlardı.

16 Eylül 2015 Çarşamba


beyaz bir göz bomboş, izler beni günlerce.
uyumamı izler, giyinip soyunuşumu, nefes alıp verişimi izler.
gözler odamın sinek vızıltılı ışığını.
ismindeki sesi sevmediler diye ismine kusmuş nefes almadan. durulmadan.
renkli çizgiler var yüzünde, yüzünden dökülen. pul pul ve bir adamın baş parmağıyla okşayışında hissettiği ıslaklıkta.
iç içe geçmiş kıvrımında.
koluna kirpi dikeni tohumu ekmişlerdi genç bir adamın, uzaklarda ve ses duyuramayacak kadar derin bir çukurda.
evrenin tüm çukurları beyaz bir gözün içinde, kıvrımlar uçurum.
bir rüzgar bekliyorum sadece, sayfaları çevir hızlıca.