16 Nisan 2016 Cumartesi

İlk düştüğümde bana sıfat seçmemi söylediler, kadınım dedim. Bu kadınlık benim. Bu bedeni ilk ben sevdim, ve sevgimin sonsuza ulaşacağı şekilde sarıldım kadınıma. Kadınım, kadınlığım, benim güzel kadınlığım. Bu beden benim dedim. Karşısında durdum düzenlerinin yeni çıkan göğüslerimi saklayarak yürümektense göğsümü gere gere çıktım apartmandan ve dünyaya saldım gökkuşağını. Göğsümden, tahtayı andıran yerinden gökkuşağı çıkardım günlerce. İstediğim adamlara ve kadınlara dokundum. Onların bedenleri hayranlık vericiydi, ve onlara dokunmak benim için parmaklarımda dolaşan küçük bir uğur böceğiydi, uçmasını beklediğim ama istemediğim. Bedenim üzerinden konuştu düzen diye uydurduğumuz mavi aç bir kuş, bedenime ve bedenlere dokunan parmak uçlarıma hakaret etti. Parmaklarımı jiletledi ben ayı olmayı istediğim bir günde uyurken. Sevmeme de hayır dediler sevişmeme de, sevişmekten hep korktum ben. Ben sadece dokundum ve öyle güzel bir el vermiş ki bana tanrı jiletlenmiş yerlerinden fidanlar çıktı parmaklarımın. Sonra bana artık kadınlığın bitiyor dediler, ki ben çok seviyordum vücutlara fidanlar ekmeyi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder