21 Aralık 2016 Çarşamba

seksen beş tane taslak kayıt. seksen beş kere kendimden tiksinmişim, yazmaya dayanamayıp insanları bakkalların önündeki cips rafından çalmışım. ağlama krizlerine çözüm olarak gördüğü balkonda sigara içme seanslarımda günde iki pakete kadar sigara bitirdiğim günler oldu. belki hala günde iki paket içiyor olurdum da param bitti, sigaraya gelen zamlar en çok benim "tanıdık torbacı var mı ya?" cümleme yakıştı. ben seksen beş yazıyı yarıda bırakıp balkonda küflenmiş duvarı pasif içici yaparken, yüzlerce çocuk öldü, insanlar ölümler üzerine boş boş konuşup sabah uyandılar. zaten her sabah uyanmaktan başka şans tanımız güneş bize. kulağımda bir adamın çok yumuşak bir şekilde geber dediği şarkı çalıyor. yazdığım cümleler arasında bir bağ kurulamayacak kadar hızlı çalışıyormuş kafamın içindeki. bu konuda uzman diyebileceğimiz bir hocam söylemişti bunu. onun da hocalığını yok saydılar ben bu seksen beş yazıda pes ederken. b yazdığımda blogger yerine burger çıktığında uymayın diye bağrındığım sisteme nasıl kendimi kaptırdığımla yüzleştim. hiç bir şey üretmedim, ki hala üretmiyorum. şuan bunların hepsi boşuna yazılmış bir kaç cümle. senaryo defterlerini annemin çöpe atmasına izin verdim. yerlerini matematik kitapları doldurdu. matematik, size sadece itaat etmeyi öğretir tek bir doğru vardır ve "bu yolla bu doğruya ulaş" der. belki de Machiavelli'nin dediği gibi ancak korktuğumuza itaat ederiz, ve ters tezini düşünürsek itaat ettiğimizden korkarız. matematik ona itaat etmemizi istediği için ondan korkuyor olabilir miyiz? matematik üzerine bu kadar düşünecek kadar vaktim olmuş meğer, şu dönemde. seksen beş diyordum en son, seksen beş kere birilerine açmak istememişim neler hissettiğimi. belki bu da seksen altı olur bilmiyorum. ama insanlara anlatmak istediğim bir şeyi, onlara anlatmak istediğim şekilde anlamadıklarını gördüm sanırım. bunun güzel bir şey olduğunu söylerler "bir eseri ortaya koyduğunda her insan onu farklı hisseder, sanatın güzelliği de bu!" yok anacım bu değil. ben yazarken yüzümde gizli bir gülümseme oluşturan cümle senin dudağında adam asmaca oynuyorsa, ben yazarken ellerim beynimin kontrolünden çıkıyor ve sen okurken beynin hala kafatasının himayesi altındaysa boşuna hepsi. sadece boşuna yazılmış cümleler topluluğu. sırf insanlar anlamayacak diye vazgeçtim onca yazıdan, sadece ona sarılmanın verdiği güzel hissi tekrar yaşamak için gittim onca yolu. sonra onu da unuttum. her şeye alışır, herkesten vazgeçebilir, hiç kimseyi tanımak istemeyeceğiniz bir hayata hoş gidebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder