11 Ocak 2020 Cumartesi

Önceden kendimi çok daha iyi anlatabildiğimi fark ettim. Açıklamak, anlatmaya çalışmak çok daha kolaydı. Düşünceler derine indikçe kelimelere anlamlar ekleniyordu. Artık kendimi sıkışmış hissediyorum. Sanki yeteri kadar kelime bilmiyorum. Sanki cümleye büyük harfle başlamaya alışmak ne kadar değiştiğimi gösteriyor. Kalıplar içerisinde yok oluyormuş gibi hissediyorum. Hayal dünyamı insanların ihtiyaç duyduğum sevgileriyle eğip bükmüşüm. Artık sevgi ihtiyacımın da karşılığında vereceğim sevgi insanlara yetmiyormuş gibi hissediyorum. İnsanlara sevgi yetmiyor. Her şeyin güzelleşmesini sağlayan bir şey insanlara yetmiyor. Bu insanlar dediğim benim de içinde bulunduğum bir topluluk. Geçen gün bir bebeğin ağlamasını sevgiyle susturdum mesela. Hepimizin tiz çığlıklarını sevgi susturmaz mı? Bu aşk olarak tanımladığınız biyolojik bozukluktan bağımsız bir şey. Önceden herhangi birini sevebilirmişim gibiydi. Herkesi sevebilirmişim gibi. Artık öyle değil. Sevgimi kısıtladım. Ki bunu yapmayan insan da görmüyorum. Burayı özlemişim. Dönüyorum. Bir gün ölürsem buraya yazmadığım iki sene de mutlu bir hayatım olduğunu bilsinler. Kahkaha attım, dostluğu öğrendim, başarıyı tattım, içimde en büyük acıyı oluşturan şeylere su serpecek cesareti gösterdim. Güzel günlerim oldu. İçimdeki koca dev dinlenmişti sanki. Geri döndüm. Bundan önce de okuyan yoktu umarım bundan sonra da olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder