10 Haziran 2020 Çarşamba

Ah evimin küçük güzel hatırası, kedileri camdan besleme bahanesiyle onları korkarak sevdiğim günlerim. Bir gün öleceğim ve yanımda sevdiğim tek bir insan bile kalmayacak. Ama unutmayacağım bütün sevişleri. Anlamsız olan her sevgiye lanet savururken kendi sevgimin iyileştiren yüzünü hatırlayıp mutlu olacağım. İnsan hatırlamaz mi kendi sevgisinden geriye kalanları? Bir kaç ufalanmış bayat ekmek içi taneciği gibi. Ne olduğu tam olarak söylenemeyen ama herkesin bildiği. Kendi sevgilerimi şuan hatırlıyorum. Yolculuklarimda otoban kenarlarına iki dakika içinde ektiğim tohumları son kez öpüşümü. Sabah beşte gökyüzünün içimde oluşturduğu hisse karşılık, saygıyla onunla kadeh kaldırışımızı, bir adamın suratını ilk defa tabloya resmetmeye karar verdiğim anı, beyaz tüylü güzel köpeğin ellerimi yalayarak bana olan sevgisini sunduğu günleri. Bunların hepsini bir çatıdan düşmeden önce hatırlayacağım veya eskiden hayalini kurduğum üst geçitte sallanan bedenimin bilinci kaybolmadan. Bir yazar olmak istemiyorum, ya da bir bilim insanı. Avazım çıktığı kadar bağırarak hissetmelerini istiyorum insanların, yanlarında sürekli taşıdıkları anlardan ibaret olduklarını. Sevdiğim dostlarım ve gerçekten severek seviştiğim bir kaç adam dışında yaşadığım hiç bir anımda benim dışımda insan yok. Ki o anılar da aklıma gerçekten gelir mi bilmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder