2 Haziran 2016 Perşembe

Trabzon`da güneş o kadar büyük ki. Hayatımda gördüğüm –hatırladığım ve hatırlayacağım– en güzel gün doğumu. Yaşanan tüm aksiliklere rağmen sadece bu görüntü için bile gelirdim bunca yolu. Sana anlatmak istediklerim aslında buydu. Ben istediğim şeyler için çabalıyorum, sonuna kadar geliyorum. Bu yolculuk sırasında birilerine yardım etmeye çalışıyorum, birilerini bazı yerlerde bırakıyorum. Ama sonuna kadar gelmek için çırpınıyorum. Ve geç kalıyorum. Bu hep oluyor. Bazen cayıyorum, zaten olmayacak diyerek geri dönüyorum. Bu sefer, kafaya koyduğunu yapacaksın dedim kendime inat ettim. İlk defa kesin kararlar alma cesareti gösterdim, bu benim için o kadar önemli ki. Kendime ben bu kadar inanmıyorken, bir insanın inancının bu kadar kuvvetli olması... Bunu anlar mısın bilmiyorum, içimde tutamadığım şeyleri buraya yazıyorum, buraya yazıyor olmam da içimdeki duygulara değer verdiğimi gösterir, bir kağıt parçasına yazarak kaybolmasına izin verebilirdim. Birileri bilse de bilmese de ben buraya yazıyor, kendime değer veriyorum. Kendime değer verdiğimi bu sabah hissettim. Hep böyle parça parça kaldı cümlelerim ya, ama bunları söylerken sesimi duymanı isterdim. Saat beş buçukta şarkılar söyledim, ben bugün kırıklıklarını tazeledim. Aslında çok acı, ama o gün doğumunu görseydin sende severdin. Hiç bir şey elde edemesen de çabaladığın için kendinle gurur duyardın. O güneşi görmeni isterdim. Her neyse işte işler bazen yolunda gitmiyor, istediğim şeylere yetişemiyorum. Ama gün doğuyor. Düşünsene saat sabah beş buçukta trabzonda sigara içiyorsun. Gün hep doğuyor, ben pek göremiyorum. Ve bu arada 2016 yılında olmamıza rağmen hala ışınlanma bulunamadı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder