28 Aralık 2015 Pazartesi

"sen hiç hüzünlü bir çocuk gördün mü?" bir an gülmeye başladım. ben gülünce o da istemsizce güldü. güzel ve dinlemekten bıkmayacağım hikayeye giriş yapacaktı. bir an hikayenin devamını hemen dinlemek istemediğimi belli edecek şekilde paketten iki sigara çıkardım. ikisini de ağzıma götürüp yaktım. şaşkın bir ifadeyle bana baktı, yine güldü. gerçekten güzel gülüyordu. sigaranın tekini ona uzattım. yan masada o sırada ruhlarımız oturuyordu, benim içimdeki kadın bacak bacak üstüne atmış, dağınık saçlarıyla hoş bir görüntü oluşturuyordu. adam kadını dikkatle dinliyormuş gibi yanaşıyordu bazen ona, ama genel olarak sandalyesinde rahat oturuyordu. ve o an yan masadakiler bizden daha iyi görünüyordu. ben sigarayı uzattığım anda yan masadaki kadın cürretkar tavrıyla "bir de böyle dene" diyordu adama. bir an yan masadaki kadın kadar çekici olamayacağımı düşündüm. yüzümdeki sevimli ifadeden memnuniyetimi kaybetmek istemiyordum. adam sigarayı içine çekti. ve bir kez daha yaptı bunu, ve bir kez daha.. hayranlıkla onu izliyordum. ince elleri hayranlık uyandırıyordu. kendi komik sigara içişimi düşünüp sigarayı uyduruk küllüğe bıraktım. üflerken duman dudaklarının çizgilerinden geçiyor ve bıyıklarının arasından atmosfere dağılıyordu. onun ciğerlerinden, istanbulun rezil insanları faydalanıyordu. gözleriyle küllüğü işaret etti. küllüğe baktığımda az önce unuttuğum sigaram güzel uzun bir yol yapmış ve kendi kendine sönmüştü. cidden ben ona bakarken bu kadar zaman geçmiş miydi? orada oturduğumuz zaman boyunca hiç birbirimize dokunmadık, karşılaştığımızda nezaketen de olsa sarılmadık ve ya tokalaşmadık. karşılıklı oturduk. "seninle susmak bile güzel" cümlemiz o an "seninle öylece oturup çay içmek bile güzel" oldu. yan taraftakiler aklımıza geldi bir an, baktık, sevişiyorlardı. ulu orta. tüm insanların gözü önünde. çok şaşırmıştım, utanmıyorlar mı dedim. hiç kimse yok ki onların etrafında dedi. anlamadım, etrafımızdaki masaların hepsi doluydu, sokaktan onlarca insan geçiyordu. şaşkınlık ve kızgınlığımı garipsedi bir an, benden böyle bir şey beklemiyordu sanırım. sonra benim anlayacağımı bildiği bir gülümseme belirdi yüzünde. anladım. hep bahsettiği gibi, bu şehirde kimsenin ruhu yanlarında dolaşmıyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder