27 Temmuz 2015 Pazartesi

üç adım sağa kayıp dört basamak yukarı çıkmak
seslerdeki imalardan anlaşılır kadının gelişi.
güzel olan her şey olduğu gibi mi kalmalıdır tanrı baba hatırımda?
üç adım sağa kayıp dört basamak üstlerine gidersem güzellikleri kaybolur adamların
dileklerim yakındaki bir yıldızdan sekip yanıma düşmüştür ben uyurken bir şişenin içinde,
bu yattığım hafif küf kokulu yastığın üstünde kaç kedi uyumuştur, kaçı işemiştir uyuduğu yere...
yemeklerinin üzerine yattığım için karıncaların, hesap sorarlar belki toprağın içinde
sokak lambalarının geceyi söndüren ışığı, uykulu gözlerle baktığımda bir sürü ok saçar etrafa,
peki beni öldürür mü sokak lambasının etrafımda dolaşan okları?
benim yaşımdayken kurmuştur beynimdeki cümleleri saçı beyazlamış adam.
güvendiğim adamlar aslında beni göremeyecek kadar parlak mı ve düşünce insanı karartır mı?
denizin gece çekiciliği insanı kör edecek kadar siyah.
bazı sorular yok edecek kadar canlı.
çocukların katilleri hala ölen çocukların nefesini çalıyor.
buruşuk bir el gezmiş, önce küçük bir kız çocuğunun vücudunda, sonra iğrenç bir sürü adamın düşüncelerinde.
kahrolsun buruşmuş elin alışılmış çizgilerine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder