15 Mart 2016 Salı

kitaplara olan bağımlılığımı biliyorsun, sarı saman kağıdına basılmış, tercihen elli yaşlarında. günümüz dünyasının küçük kız çocuğuyla, geçmişin hanımefendisi arasında sıkışmış bir yerde buldum kendimi çoğu zaman. kimsenin bilmediği bir yokuşun başında ve tüm insanların uyuduğu bir sabahta. küçük bir gökyüzü verdin bana, bir sürü insanın gözü olan bir yatak hazırladın en güzel tavan manzarasına karşı. ağlayarak uyuduğum geceler oldu, battaniyenin altına gizlenip korkudan uyuyamadığım, evinin küçük penceresinden sokak lambasından dallara vuran ışığı izleyerek hayaller kurduğum, telefonda sarhoş bir adamı sakinleştirmeye çalışırken uyuyakaldığım, sarhoş olup üzüm kokusunu parfüm yaptığım... ilk hediyemdi sanırım öküzgözü. şarap içmeyi seven insanlarız biz, küçük bir pencere önünde, tablonun en ufak detayını kaçırmadan. neden ve nasıl kısmını fazla sorgulamıyorum, büyüyüşünü görüyorum, büyüdüğümü biliyorsun. çok güzel yaşlanıyoruz. gönülden istediğine yürüyorsun. ve bana da sende yürümelisin diyorsun. birinin desteğine en ihtiyaç duyduğum zamanda senin cümlelerin dönüp duruyor kafamın içinde. inan, kafamın içinde ağzından çıkan her cümle yankılanıyor. canım acıyarak büyüyorum, ve bu acıya bile şükredip güzel düşüncelere yönelmemi sağlıyor beynimdeki cümlelerin. gözlerim doluyor, sanırım ağlıyorum ama biliyorum hep yanımda olacak bir abim olsun istemiş tanrı. tanrının işine akıl sır ermiyor. ben her şey için minnettarım, her şeyi gördüğümü ve biriktirdiğimi bilmeni isterim. hatalar benim, hatalarımla çiçek açacağım. güçlü bir kadın oluşumu izleyeceksin. "gönülden gönüle bir yol" gönülden gönüle oluşan bir yol için ne gerekir, insanlar birbirlerini içtenlikle sever mi, insan insanlığı bilir mi, bu tür sorular avuç içimde dolaşırdım daha küçük bir kız çocuğuyken. sen benim çocukluğumu da bilirsin. bundan on sene sonra sen benim gençliğimi de bilirsin diyeceğim, hatta dedikleri gibi bir düzen varsa tanrı insanlara ortalama altmış yıl ömür biçiyorsa ve bir çılgınlık yapıp tanrıya karşı gelmezsem senin mezarına gelme gibi bir lüksüm olacak. hem de en güzel buruşmuş halimle, "sen benim tüm yüzlerimi bilirsin." deme şansı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder