20 Ekim 2015 Salı

neden bu kadar sinirlendiğini anlamaya çalışıyordu kadın, acaba hangisine kızmıştı. Onu sinirlendiğini söylememesine mi, ona aşık olmayışına mı, yoksa bir adamın varlığına mı? Dürüst olmak gerekiyordu, kafadaki hain planlarıyla birlikte onlar konuşurken cümlelerinde yatan imalar yan tarafta birbirlerinin saçını çekiştiriyorlardı. Adam başka birinin varlığına sinirlenmiş olabilirdi. Veya bugüne kadar kadının gizlediği şeylerden sadece birini duyması ona kendini bu kadar kötü hissettirdiyse daha sonra gelecek olanların kim bilir ne acılar yaşatacağını düşünmüştür. Bir an sinirini kustu adam, kadına olan bastırdığı o öfkesinden bir tokat yapıp kadının suratına patlattı, bir bankta sessizce otururken. İnsanlara kırık güvenini de kadına yığdı, kendisine olan sinirini de gösterdi. Kadın ağladı. Kadınlar hep ağlar zaten. En küçük şeye bu kafa hüzünlenip ağlamak niye ey havvanın torunu? Yanında biri olunca ağlayamayan ve insanların etrafta oluşunu göz önünde bulunduran kadın ağlamayı kesip bir sigara daha yaktı. Adam konuşmaya devam ediyordu. Adam çok güzel konuşuyordu, kadın bir an buna odaklanmıştı. Ne anlattığını umursamadı bile, her zaman onu dinlemeyi sevmişti. Kadın duymadığını sandığı cümleleri dibe itmeye çalışırken buldu kendini bir süre sonra. Adam güzeldi, kadın kurnaz ve vicdanlı.
Bir gün dedi kadın, bir gün seni şaşırtacağım. Bekliyorum dedi adam, uzun zamandır bekliyorum diyen bir ses tonu vardı. Adam aşıktı kadına. Bu kadar sinirlenmesi, üzülmesi kendine "iyi bok yiyorsun" demesiydi. Erkekler yanlış kadınlara aşık olduklarını gördüklerinde nedense sinirleniyorlar. Midesinde o yanma hissini düşündü kadın, adamın yerinde olsa midesinden başlayıp tüm vücudunu ele geçiren bir yanma hissi doğardı. Adam kendini durdurmaya karar verdi artık, kanserli eli, kanser kola yayılmadan kesip atmıştı. Engeller koydu önüne. Kadın sinsi planında ilerlerken bir an için unuttu, adam kadına aşık oluyordu. Ve her his gibi bu da karşılıklıydı. Kadın hayatının ne kadar çirkin olduğunu görmezlikten gelmemeyi ve bazı tokatların başkaları tarafından yüzüne vurulabileceğini gördü. Bu gerçekti. Canı yandı adamın ve can yaktı. Eğer istemeseydi canı yanmazdı kadının.
Kendinden itmenin yüzlerce yolundan en güzelini seçen kadın düşündüğünde başarılı olup en büyük kaybı yaşadı. En güzel kayıp, en acı enkaz. Tanrı baba kollarını açmış sol kolunda kadını sağ kolunda adamı uyutuyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder