22 Kasım 2015 Pazar

aşk şiirlerinden nefret ettiğim günlerdeyiz ve kahve falına servet ödediğim. geçen taş kolye aldım mesela cüzdanımdaki tüm parayı ona verdim. iyi hissettirsin diye bir şeylere küçük bütçeli servetimi harcıyorum. bu biraz şey gibi, erkeklerin iyi hissetmek için orospuya para vermesi gibi. ne alaka ya şimdi bu, falcıların ve takıcıların hepsini kendi orospum ilan ettim. büyülü taşlar ve fal oklarına inanmayınız der kitapta. para yatırmayın demez ki. ben fal baktırıyor ve fallara inanmıyorum. birilerinin bana iyi bir şeyler söylesin diye çabalayıp durmaktan öte değil. bilinç altına itmek için çabaladığım ve genelde kaçtığım olayların hepsini gün yüzüne çıkardığım günler. geçirdiğim her günün yaşadığım her olayın beynimin içinde dönüp durması ve artık bu düşünceleri bastıramıyor olmam bu dönemin insanlardan uzak geçirmemi gerektiriyor. çay ve sigarayı alıp sahilde saatlerce oturmak istediğim bir nefes alışverişi. sırlarımızın ortaya dökülüşü. yalnızlığımın yüze vurum hali. kim okuyor ki bu yazıları. kim ister bir şizofrenin hayatını izlemeyi, kendime karşı üç maymunu oynarken ben. tüm insanları kendimden uzaklaştırmak istediğimde tehlikemin farkına varamıyorum. güzel bir içe vurum. her insanın yapmaya cesaret edemediğini ben yapıp bir kaç adım daha atıyor gün yüzüne yaklaşıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder