18 Kasım 2015 Çarşamba

ısıttıkları yataklarında rüyadan rüyaya koşanlara lafım yok,
yaşasın yatağında ağrı çeken uykusuz dostlar!
güneşin bulutların arkasında kalmak istediği günlere uyanmayı bekliyoruz.
gerçek bir uyanış, gözlerini açmak, çapak değerindeki insanları elinin tersiyle bir daha hiç fark etmediğimiz bir yere itmek.
bu kadar insanın okuduğunu bilmek bu yazıları açıkça söylemek gerekirse garip hissettiriyor. Bir çok beyin bir çok his, uyku öncesi huzursuzluğu oluyorum insanların.
ve bu yarattığım huzursuzluk morundan memnunum.
insanlardan intikam mı alıyorum acaba bu şekilde? Yani şöyle oturup düşününce acaba ben kotu hissediyorum onlarda kotu hissetsin diyerek mi yazıyorum bunları.
yok hayır, hayır zaten kimseler bilmeden önce daha karanlık daha mordu kalemim, nedeni böyle bir şey değil.
kalemim mi? Ne ara edebiyatçı oldum acaba ben. Kendine gel küçük kız sen matematik öğretmenliği okuyan ve günlerce bir sınıfta matematik dinleyen ot sürüsünün memnuniyetsiz bir koyunusun.
"matematik insanı tek düzleştirir hocam. yok öyle sayısal zeka hayal gücünü geliştirir masalına inanmak. matematik insana kurallara uymayı ve kuralları kabullenmeyi öğretir. matematik sistemin köpeğidir."
hocamla konuşmak iyi gelmiyor son görüşmelerden sezdiğim bu.
benim iyice kendimi mahvettiğimi düşünüyor.
insanları umursamamayı öğretmeye çalışıyor bana hemde uyuşukluk sağlayan hapları kullanmam için beni ikna etmeye çalışırken.
bir kaç kimyasaldan öte bir beynim var, isterseniz onu kullanayım diyorum fazla düşünmemden şikayetçi oluyor.
değişik bir adam ya, fakat her insan gibi o da savaş yaratıyor.
ah bu insanlar, çok güzel savaşıyor.
ha bu arada sigarayı bırakma kararı aldım. ciğerlerim teklemeye başladı, sağlığımı kaybetmek istemiyorum. daha sinirli bir bana merhaba deyin.
neyse zaten sigaraya para yetiştiremiyordum, fakir bir ailenin okuyan çocuğuyum ben.
bunun vicdan azabı bile yeterli ciğer teklemelerime neden olmak için.
vicdan.
vicdanlı olmak zayıflık ve kullanılmayı mı getirir beraberinde yoksa erdemli insan olmak mıdır?
tanrı sevdiği çocuğuna acı çektirirmiş yalanına inandırıyor musunuz kendinizi katlanmak için vicdan acımalarına?
telefonu tutarken serçe ve yüzük parmağım uyuştu, sanırım bu kadar saçmalık yeterli.
kulaklığımdaki şarkı hala pili bitmemiş vicdanlarınıza gelsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder