20 Kasım 2015 Cuma

"kötü başlayan yazlar içimde sonsuz savaşlar
 bir sürü para verip de hiç içmediğim ilaçlar
 bir fırt daha çeksem zaman belki biraz yavaşlar
"
kaancığıma buradan sevgilerimi yolluyorum içimize seslenebildiği için.
bu sözlerle her sabah izmirde kedi beslerdim beraber kahvaltı yapardık kedilerle. Siyah yavru bir kedi vardı orada kaldığım yurdun etrafında, tek gözünde sıkıntı vardı her sabah ton balığıyla poğaçayı karıştırıp ona yedirirdim diğer kediler daha ortaya çıkmadan. Diğer kedilere şiir okurdum, dergi sayfalarından sevdiğim yazıları okuyup bu yazılar üzerine onlarla sohbet ederdik. Uykum gelmeye başlardı yavaş yavaş. Sabaha kadar uyumazdım çünkü çok sevdiğim bir dostumla sabaha kadar telefonda konuşurduk. Yurdun bahçesinden izmirin gökyüzünü izleyerek onunla hayaller kurardım. "çok güzel şeyler olacak" bu cümleye gerçekten inanır ve ondan güç alırdım. Güzel dostlar biriktirmek istedim hep. Ve insanların dostlukları değerli görmediğini gördüm. Gereğinden fazla üzülüyorum şu sıralar. Gerek okul başarısızlığım, gerek insanların beyinlerindeki saçma oyunlar olsun beni üzüyor ve yoruyor. Büyük bir korkunun içine alıyor beni; benliğimden çıkıp bu insanlara benzersem. Çünkü biliyorum bardak gibi sert bir yapım yok, içindeki su gibiyim. Git gide bu kötü düşünceli insanlara dönüşmek gerçekten beni mide bulantısına itiyor. "ne oluyor lan?" Demeli insan kendine ve benim bunu deme vaktim geldi hatta geçiyor. O yüzden biraz kendimi insanlardan uzak tutmalı, bu saçma yerden uzaklaşmalıyım. Sorunum diğer insanlarla değil insanlar üstlerine alınabilir, ki alınsalar da pek umurumda değil. Sorun benim kendi içimde, sadece biraz yalnız kalmaya, çay içmeye, sahilde üşüye üşüye kitap okurken kedi beslemeye, arada bir evime gidip siyah duvarlarıma bakarak hayaller kurmaya ihtiyacım var. Yalnız bırakın küçük pollyannayı, biraz kafasını toparlamaya neler olduğunu anlamaya ve hiç bir şeyle uğraşmamaya ihtiyacı var. İnsanlara ihtiyacı yok, aferin kızıma.
kendi kendime gün değerlendirmesi yapıp bunları insanlara sunmak da çok trajikomik geliyor bana. Acınası bir yalnızlık ve kendine gülen bir ben.
bu arada spor salonunda defterimi unutmuştum defterimi kim bulup aldıysa ve okuduysa çöpe atsın. Çok üzüldüm almasına.
günlerim trajikomik bir biçimde ilerliyor, kadınlar adamlarında hükümdarlık sürüyor, ve bunu diğer insanların gözüne sokma çabaları karşısında kahkaha atasım geliyor. Karşısına geçip iğrenç kahkahalar atmak. kurnaz adamlar dünya üzerinde kendince padişah olmaya çalışıyor. Kendilerince kurulan bir savaş kendi sınırları içerisinde bir söz hakkına sahip oluş. gereğim olmayacak kadar acınası ve yorucu. Dünyada bu kadar şey olurken bunlara alet olup yaşamak yerine bunlardan uzak tutacak ve kaçmamı cazipleştiren güzel bir ev istiyorum.




neyse kaancığım tekrar teşekkür ederim iki gündür dilime dolanan bu sözler için. kötü başlayan yazlar...
https://m.youtube.com/watch?v=6kcaBnX9p1A

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder