30 Ocak 2016 Cumartesi

canı yanıyordu, baş ağrısından şikayet ediyordu. Başındaki ağrının şiddeti göz kapaklarının düşüklüğünden anlaşılıyordu. başını oldukça bastırıyordu yastığa. Nedenini anlayabilmiş değildim ama sonradan başıma şiddetli bir ağrı girince fark edecektim baş ağrısını kısmi bir şekilde durdurmak için yapıyordu bunu. bardağa su doldurdum, baş ucundaki sehpaya koydum. Evden çıkmadan önce yaptığım bitki çayından bir kaç yudum almıştı. diğer bardakların içinde kalan kalıntılardan küflenmeye başlayanlar vardı. Hepsini tek seferde alıp mutfağa götürdüm. Çok kotu haldeydi, ben bu kadar kotu olmasına dayanamıyordum. Sevdiği yemekleri yapmayı düşündüm, onu mutlu edebilme ihtimaline bile ihtiyacım vardı ve rus salatasıyla tavuk yapmaya başlamadan önce bir kez daha kontrol etmek için yanına gittim. Uyuyakalmış. Şu son günlerde uyuması çok nadir oluyordu, uyusa da her seferinde çığlık atarak uyanıyordu. Ve daha sonrasında durdurulması mümkün olmayan bir ağlama geliyordu. Şu son hafta yaşadıklarımızdan sonra bu halde olması bana çok normal geliyordu. eve geldiğimde merdivenlerin bitiminde bulmuştum onu. Başı donup duştu zannetmiştim ilk gördüğümde. Hastanede doktor gerçeği söyleyince ne yapacağımı bilememiştim. jilet yerleştirip kendini merdivenden aşağı atmıştı. Bu kadar korkunç bir şeyi nasıl yapabilmişti. Bu müthiş korkuya nasıl dayanmıştı, düşündükçe gözlerim doluyor. Onun bu halde olması çok normaldi. Sevdiğine inandırıldığı adamın çocuğunu taşıyordu ve adam çocuğun varlığını duyunca onu terketti. Yanında olsaydı belki daha kolay atlatırdı bunları, daha mantıklı çözümler bulabilirdi. Jiletle duşuk yapmaya çalışmazdı en azından. Azıcık da olsa yemeği yemişti, vücuduna vitamin girmeliydi bu bahaneyle biraz yedirebilmiştim. Hava kararmaya başlamıştı, evin tüm ışıklarını yaktım. Sürekli çalışan televizyonun kumandasını ona verip istediğini açmasını sağladım. Bir sure beraber film izledikten sonra durdu. Biraz geri sardı. Sonra bunu bir kaç defa daha yaptı. Sırtını bana dönüp ağlamaya başladı. Televizyondan gelen ses sürekli aynı cümleyi söylüyordu. "Başımın içinde biri bağırarak konuşuyor, ve ben o konuşan kimse bulup boğmak istiyorum."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder